14 Şubat 2021 Pazar





S A B A H L A R I  B U R G A Z A D A  (6)
..........................

DIONYSOS [1]

 

Sabah, dışarı çıktığımda, yağmur yüklü bulutların arasında,  çakan şimşeklerle birlikte giderek yoğunlaşan gök gürültüleri ile uzakları gözleyen, uzaklara hüzünle seslenen, uzaklardan bir ses ve nefes bekleyen, dizlerini ve göğsünü döven bir kadın sesi, bir ağıt gelirken kulağıma…  Heybeli’den Burgaz’a, uzanan bir ışık yolu belirdi gündüzü geceye çeviren şimşeklerin yakamozlarında, kadının, mağrur ve ilenen ağlamalarına inatla...

Koştum, sordum yeşil gözlü dede istiridyeye dedim “ Bu ne? “ Dedi. “ Hergele Zeus’un işi bu, anlatayım da nasıl oldu, dinle!”

 

Gün bugündür… diyerek

Hermes ile haber gönderdi Zeus, eşi Hera'ya...

 

" Zamanıdır vuslatın, hasadı için doğanın."

 

… ve Olympos'tan uzanıp, Antigoni ile Halki arasına vurunca şimşeğini suya,  

başı Pita'ya yaslı, yüzü Hristos'a dönük, uzandı eşi Hera'nın yanına...


Bir bedenden, bir bedene geçerlerken,

yer, gök çatırdadı.

su kaynadı, ateşe kesti, ışık oldu.

Gök ergidi, dökülüp yansıdı suya,

su suya döndü, toprak toprağa...

Karanlığın kokusu suya, suyun kokusu toprağa düştü,

Toprak koktu mimoza, yasemin…

Kuzular meledi, ana rahminde.

Kırlangıçlar uçarken yakamozlara,  

Kırlangıçlar geldi, yakamozda oltaya…

 

Aynı anda…

Anlatılanla aynıdır, aynıyla…

Zeus bir göründü bir kayboldu ölümlü Semele’nin,[2] de yatağında,

eşi Hera’nın yanında!

Velhasıl edep, erkân bile yok Olympos’taki sarayda…

 

Utancından, kıpkırmızı oldu yollar,

Zeus’u arayan Semele’yi

alevden kollarına alıp sardılar. 

Toprak, su ve hava baş eğerlerken ona, saygıyla…  

 

Al ve doru gövdeleri alev alev yanan,

demir kırı donları ile ağırbaşlı Centurlar,

kuyruk teleklerinden inci gibi sular damlarken

kanat vurdular önce rahvan...

 

akarken samanyolunda yıldızlar

çelik mavisi, beyaz, çizgili toynaklarının arasında dörtnala,

döne döne yükseldiler, yedi yirmi dört çalışmaktan yorgun,

kızgınlıkları yelerine asılı kırağı damlalarında,

 

çektikleri Pyhton'a binmiş, Olimpos'a dönen, Zeus ile Hera...

 

ve dahi

Zeuas’tan olma,

Semele’nin rahminden düşme,

bir asmanın dalından doğma Dionysos’la…[3]"

 

Gökte ne varsa yer rengine, yerde ne varsa gök rengine dönüştü.

 

Üzümler, kana…

 

Balıklar, kavak yeşiline...

İstiridyeler mavi çama, pinalar bakır kızıla...

Çelik maviden, koca yemiş rengine dönüştü karidesler...

Martılar morciverde dönüşüp,

ibibikler bekledi dönüşmek için

külgrisinden, erguvana...

 

Kirpiler kel saçlı dedelere döndü.

Horozlar bülbül olup başladı şakımaya…

 

… ve uzaklardan bağbozumundan kalma bir ağıt yükseldi havaya...

--------------------------------------------------

mehmetealtin, 04 Eylül 2020, Saat: 08.13, Burgazada



[1] Fotoğraf: Ufuk Altın 

 

[2] SemeleYunan mitolojisinde Cadmus ile Harmonia'nın kızı. Zeus'tan Dionysos'u doğurduğuna inanılırdı.

 

[3] Dionysus veya Dionysos (Yunanca: Διώνυσος veya Διόνυσος; Roma mitolojisinde Bacchus olarak da bilinir).Bazı mitolojik eserlerde ve özellikle tragedyalarda BromiosEuhiosDithyrambosİakkhosİobakkhos olarak da adlandırılır. Çallı şarap tanrısı. Şarabın sadece sarhoş ediciliğini değil, sosyal ve faydalı etkilerini de temsil eder. Medeniyetin destekçisi ve barış aşığıdır. Dionysos tanrıların ve tüm insanların babası Zeus ile ölümlü kadın Semele'nin oğlu olarak doğmuştur. 

 


12 Ocak 2021 Salı


 


S A B A H L A R I  B U R G A Z A D A  (5)
..........................

SELENE  

Ölümlü sevgilisi çoban Endymion'a aşık,

Ay tanrıçası Selene,

 

Endymion kavalını çalar,

Selene sararken onu,

ışıktan bedeniyle…

iki beden bir olur,

bir beden olurlar,

dönüşürken kutsal ışık kütlesine...

 

Zeus'un bir ölümlüyü seven Selene'ye cezası ise;

Endymion'u minik bir bedene dönüştürmek,

bir ağaç kovuğuna yerleştirmek,

ve her gün yerini değiştirmek olmuştur

bu nedenle...

 

… ve bu nedenle

Selene'nin hüzünlü gözleri,

Antigoni'yi tarayıp, onu arar,

yansırken, gümüşgri gözlerinden ışık selleri,

 

bugün ben de şahit oldum.

Hristos tepesinden, o yola revan olup giderken...

 

… ve dedi Selene, eli Endymion’un belinde, geldik göz göze, kırpık yıldızlar saçılmışken sağa sola, kulak verdim sesine…

 

“Ey, bilmediğini bildiğin, bu topraklarda yaşayan kişi!

 

Binlerce yıldır bu topraklardan geçtim.

 

Sonsuz bilgeliği,

koruyucu şefkati,

cezalandırıcı hiddetiyle

bu toprakları doğurgan,

bu denizleri bereketli kılan,

 

arısına çiçek,

darısına toprak,

üzümüne rahim,

bebelerine meme veren…

babam Zeus’un,

beklerken geceyi terk etmesini,

yıldızların peşinden gitmesini,

 

dediklerimi iyi dinle…

ve ertesi gün geldiğimde,

 

görerek bak,

gözleri açık kör olma,

 

hissederek kokla,

ne tatlar var dolaştığın Burgaz’ın sokacıklarında…

 

deniziyle, toprağıyla konuş.

Anla bu nasıl bir tutkudur,

bu topraklara ve suya

tutkulu olduğum gibi

Endymion'a …”

  ------------------
mehmetealtin, 24 Temmuz 2020, Saat: 05.58, Burgazada


S A B A H L A R I  B U R G A Z A D A  (5)
..........................

SELENE  

Ölümlü sevgilisi çoban Endymion'a aşık,

Ay tanrıçası Selene,

 

Endymion kavalını çalar,

Selene sararken onu,

ışıktan bedeniyle…

iki beden bir olur,

bir beden olurlar,

dönüşürken kutsal ışık kütlesine...

 

Zeus'un bir ölümlüyü seven Selene'ye cezası ise;

Endymion'u minik bir bedene dönüştürmek,

bir ağaç kovuğuna yerleştirmek,

ve her gün yerini değiştirmek olmuştur

bu nedenle...

 

… ve bu nedenle

Selene'nin hüzünlü gözleri,

Antigoni'yi tarayıp, onu arar,

yansırken, gümüşgri gözlerinden ışık selleri,

 

bugün ben de şahit oldum.

Hristos tepesinden, o yola revan olup giderken...

 

… ve dedi Selene, eli Endymion’un belinde, geldik göz göze, kırpık yıldızlar saçılmışken sağa sola, kulak verdim sesine…

 

“Ey, bilmediğini bildiğin, bu topraklarda yaşayan kişi!

 

Binlerce yıldır bu topraklardan geçtim.

 

Sonsuz bilgeliği,

koruyucu şefkati,

cezalandırıcı hiddetiyle

bu toprakları doğurgan,

bu denizleri bereketli kılan,

 

arısına çiçek,

darısına toprak,

üzümüne rahim,

bebelerine meme veren…

babam Zeus’un,

beklerken geceyi terk etmesini,

yıldızların peşinden gitmesini,

 

dediklerimi iyi dinle…

ve ertesi gün geldiğimde,

 

görerek bak,

gözleri açık kör olma,

 

hissederek kokla,

ne tatlar var dolaştığın Burgaz’ın sokacıklarında…

 

deniziyle, toprağıyla konuş.

Anla bu nasıl bir tutkudur,

bu topraklara ve suya

tutkulu olduğum gibi

Endymion'a …”

  ------------------
mehmetealtin, 24 Temmuz 2020, Saat: 05.58, Burgazada