S A B A H
L A R I B U R G A Z A D A (1)
..........................
AKSAK NİKOLA
Gözlerinin usturasında,
yokuşu kargageçmez kılarak...
her sabah,
Aya Nikola yokuşunun başında
Beni bekler
ve görünce...
grigece harmaniyesini çıkarıp,
beyazgündüz harmaniyesini giyer.
İskele, sancak kanatlarıyla, el alıp,
başım üstüne kanat vurup,
rızkının peşine
vardiyaya çıkar.
Sağ ayak paleti deforme, Aksak Nikola…
… ve sordum ona,
“Ey, adını bağışladığım,
onurlu duruşunda mahzun bakışlı arkadaşım,
eğer varsa yaratan
neden sana yapılan ve yakıştırılan,
taşıdığın bu zulüm,
nedenini anlatabilir misin bana?
Anlat ki,
dost, düşman bilsin bu dünyada?” dedim.
“Her zaman olduğu gibi insanoğlunun duyarsızlığıdır
buna neden…
Kurtaramadım ayağımı yavruyken, sokağa atılan pet
şişenin içinden…
ve bu silleyi yediğimden beri
fazla uzaklaşmaz, burayla bütünleşir, süsü, simgesi,
kokusu olur,
hiç değilse bir işe yaradığımı sanıp, züğürt
tesellisi bulurum.
Bakma, bizim kavmin bugünkü serkeşliğine,
vapur peşlerinde, insan elinden atılan yiyeceklere,
çöplüklerde gece ile gündüzü karıştırıp düştüğümüz rezilliğe
ve zelilliğe,
ne yaparsın, ekmek kavgası işte…
Hâlbuki dozunu gittikçe arttıran şiddetin,
iğrenç yobazlığın
arkasındaki gizli para hırsının,
toplu histerinin gaddar ve
hain yüzü İstanbul’a hâkim olmadan önce,
Büyüklerimin anlattığına
göre;
Heybeli ile Burgaz arasında
yunusların tuzağında çırpınan gümüşleri karabataklarla
paylaşır,
akşam demini Kumkapı’da çeker,
cilası ile Sarıyer akşamında reislere takalarda yoldaş
olur,
Kahvaltıyı Beykoz’da balıkçı barınağında yapar,
Moda’da denize girip,
yine akşamında adada, Haliç’te avladığımız torikten
lakerda meze olur,
Kalpazankaya’da sevgilimizle aşka gelip,
‘ışıklarda uyusun’
Madam Marta koyunun koynunda gecelerdik.
O zamanlar
İstanbul, efendi, biz de İstanbul’un efendisiydik.”
deyip, bitirdi
sözlerini
Sağ ayak paleti
deforme, Aksak Nikola.
------------------------------------------------------
mehmetealtin, 01
Eylül 2020, Saat: 06.09, Burgazada
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder