26 Şubat 2014 Çarşamba


BURGAZIN ARKA BAHÇELERİNDEN

“Kulağıma Gelenler”

Yılın ilk, Ocak ayının bu son günlerinde Takhisis, Karanlıklar Kraliçesi kanatlarının karanlığı  altına almışken Burgaz'ı, sürgülenmiş kapılar, indirilmiş perdeler ve  loşluğunda sokak lambaları... arar durur gözlerim Burgaz'a tutkun beş duyuları, ruhları, Kalpazankaya'da, Aya Nikola'da, Çamakya'da, İndos’ta... ama yoklar... Burgaz’ın karanlığında, karanlığın gölgelerinde yutulmuşlar yoklar... kulağımı dayadım denize, Marta’nın koyunda, Mimi’nin koyunda, altı numarada, belki bir ses gelir de yalnızlıktan kurtulurum diye yoklar, denizde de yoklar...
Ben de sakin ama ürkütücü, sessiz ama uğuldayan, karanlık ama gözleyen yollarında, sokaklarında yürüdüm Burgaz’ın, gördüm bir başka Burgaz daha var Burgaz'dan içeri... bir Burgaz daha var, kimse görmez açıkken bile gözleri… kimse söylemez bilip de bildiğini... bildiğimiz de bilmediğimiz, bilip de bilmezlikten geldiğimiz, ummaya yatmış, yakın ama uzak komşularımız, onlar da Burgaz’da var... onlar ki; kimine bakmadan yanından geçtiklerimiz, kimine bakarak yanından geçtiklerimiz, kimini tanıdıklarımız, kimiyle selamlaştığımız, kimine selam verip tüm nadanlığı ile alamadıklarımız, kimiyle arkadaş hatta dost olduklarımız, kimiyle aynı yola baş koyduklarımız, kimi iyi yürekli, kimi her daim kandırmaya meyilli, kimi kadir bilir hak bilir, kimi art niyetli  ama hepsi yedi yirmidört Burgaz'da yaşayanlarımız, bir tek onlar var, onlar hep buradalar, içerideki Burgazada’dalar...
Onlar ki; bazıları aşlarından yoksun bereketi, bazıları yazlarında hareketi, bazıları sonsuzluğunda yolculuğu, beklerken... kiminin gülerken hüzünlenmekte gözleri,  kimi tüketmekte, zaten yok, ürettiklerini... aş peşinde, keskin gözleri mağrur martılar, yoldaşlığın ruhunda komiteci kargalar, günlük tayınlarının rahatlığında köpekler ile paydan pay peşinde çapkın ve sürtük kediler de var... ama ya günün soğuk ve yorgun gözlerinde, kaygan yokuşlarında, eğer alınmışsa testisleri zaten hayatın kalmamış değeri, rızık peşinde beygirler veya boyunlarında biraz azık ile yem torbaları, duvara asılı gem, koşum ve kantarmaları ile soğuk, sağlıksız ahırlarda bekleyenler ve kaderlerine ortak arabacılar onlar da var... Burgaz'da... Burgaz'ın arka bahçelerinde...
-----------------
Mehmet Altın, 25/26 Ocak 2011, Burgazada

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder