BURGAZIN ARKA BAHÇELERİNDEN
“Kulağıma Gelenler”
Yılın ilk, Ocak ayının bu son günlerinde
Takhisis, Karanlıklar Kraliçesi kanatlarının karanlığı altına almışken
Burgaz'ı, sürgülenmiş kapılar, indirilmiş perdeler ve loşluğunda sokak
lambaları... arar durur gözlerim Burgaz'a tutkun beş duyuları, ruhları,
Kalpazankaya'da, Aya Nikola'da, Çamakya'da, İndos’ta... ama yoklar... Burgaz’ın
karanlığında, karanlığın gölgelerinde yutulmuşlar yoklar... kulağımı dayadım
denize, Marta’nın koyunda, Mimi’nin koyunda, altı numarada, belki bir ses gelir
de yalnızlıktan kurtulurum diye yoklar, denizde de yoklar...
Ben de sakin ama ürkütücü, sessiz ama
uğuldayan, karanlık ama gözleyen yollarında, sokaklarında yürüdüm Burgaz’ın,
gördüm bir başka Burgaz daha var Burgaz'dan içeri... bir Burgaz daha var, kimse
görmez açıkken bile gözleri… kimse söylemez bilip de bildiğini... bildiğimiz de
bilmediğimiz, bilip de bilmezlikten geldiğimiz, ummaya yatmış, yakın ama uzak
komşularımız, onlar da Burgaz’da var... onlar ki; kimine bakmadan yanından
geçtiklerimiz, kimine bakarak yanından geçtiklerimiz, kimini tanıdıklarımız,
kimiyle selamlaştığımız, kimine selam verip tüm nadanlığı ile alamadıklarımız,
kimiyle arkadaş hatta dost olduklarımız, kimiyle aynı yola baş koyduklarımız,
kimi iyi yürekli, kimi her daim kandırmaya meyilli, kimi kadir bilir hak bilir,
kimi art niyetli ama hepsi yedi yirmidört Burgaz'da yaşayanlarımız, bir
tek onlar var, onlar hep buradalar, içerideki Burgazada’dalar...
Onlar ki; bazıları aşlarından yoksun
bereketi, bazıları yazlarında hareketi, bazıları sonsuzluğunda yolculuğu,
beklerken... kiminin gülerken hüzünlenmekte gözleri, kimi tüketmekte,
zaten yok, ürettiklerini... aş peşinde, keskin gözleri mağrur martılar,
yoldaşlığın ruhunda komiteci kargalar, günlük tayınlarının rahatlığında
köpekler ile paydan pay peşinde çapkın ve sürtük kediler de var... ama ya günün
soğuk ve yorgun gözlerinde, kaygan yokuşlarında, eğer alınmışsa testisleri
zaten hayatın kalmamış değeri, rızık peşinde beygirler veya boyunlarında biraz
azık ile yem torbaları, duvara asılı gem, koşum ve kantarmaları ile soğuk, sağlıksız
ahırlarda bekleyenler ve kaderlerine ortak arabacılar onlar da var...
Burgaz'da... Burgaz'ın arka bahçelerinde...
-----------------
Mehmet Altın, 25/26 Ocak 2011, Burgazada
Mehmet Altın, 25/26 Ocak 2011, Burgazada
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder