Burgaz’da Donmuş Kareler XIII.
“ aynama yansıyan
anılarla, imgeler “
Fotoğraflar: Tuğrul ÜNSAL
Tasvir-i
Meyil
Meyilin Tuğrul’un vizöründen
aynama yansımış hâli…
Hani
o sevimli velet reklamda “… Baba ne
yaptın ya?” der ya… Ben de “ Hey koca Tuğrul, 8.000 evlek adamızda
arayıp, tarayıp da bu sessiz, munis, itaatkâr meyili nereden buldun, be
yahu?...” diye sorayım deyip,
koştum, yaşlı ve bilge deniz minaresine… burayı da sordum ona, o da anlatayım
dedi…
“’Bir yıl sonra başlarına ne
geleceğinden habersiz Rumların, 6 Ocak 1954’de İsa’nın doğumu ve vaftizini
simgeleyen denize haç atma töreninde çekilmiş, tasvirin aynana yansımış hali
üzerinden anlatabilirsem eğer’ deyip devam ederek, bu meyil; Kalpazankaya’dan gelip iskeleye uzanan, yapımı aynamın
sırına da yansıyan caminin köşesine gelindiğinde ikiye ayrılan yolun, çarşı
içinden geçerek iskeleye inen sağ kanadı ile yine tasvire yansımış sırttaki
evlerin arasından sahile inen sol kanadı arasında yer alır. Alt ucu da tasvirdeki
beyaz kulübeye denk gelir. Rivayet odur ki, bu meyile ada halkı arasında çıkan
inmez, inen çıkmaz meyili bile denir.
Netekim, 12 Eylül’de bu meyilin öyle
pek kullanılmadığını bilen ada cuntası, gezici karargâhını burada kurup,
Burgaz’ı koruma ve kollama görevini icra eder, biz de durumdan habersiz,
sabahın köründe eşim Ufuk ile beraber işe gider ve birbirimizi ‘yahu, Kınalı’dan gelen bu gazete dağıtım
motoru, hamasi türkü ve marşlarla, neden radyosunu avazı çıktığı kadar
bağırttırıp, adaları ayağa kaldırıyor’ deyip, sorgular, bir yandan da kendisine
galiz saygılar sunarken... bu meyilde durdurulup, derdest edilip gersin geriye eve
gönderilmiştik…” dedi ve devam etti yeşil gözlü istiridye…
Bugünlerde
12 Eylül davasından dolayı meyil, tutuklanıp, yargılanıp hüküm giyip de kapanır
mı bilemem ama şu an için tek bildiğim, bu
meyili, meyilde oturan ada sakinleri dışında, Tuğrul sayesinde, artık
sizlerin de bildiğidir.
Örneğin; adanın kaşığa bakan sahiline bir üst paraleli üzerinde, bir ucu Kalpazan yoluna diğer ucu Aya Yani Kilisesi önünde, tavan ve tahta aralarında geçmişin anılarını, tasa ve sevincini taşıyan tarihi evleri ile Mehtap Sokak...
Pazar
yerinden, Viyana kuşatması yetmiyormuş gibi bir de adadaki Nemçeli rahibelerin
bostanlarını kuşatıp manastırlarının altına lağım atacakmış gibi dayanan Büyük
Çam Mevkii Sokak...
Bir
ucu ormana, diğer ucu Leyla’ya hasret Mecnun gibi bahçelerinde gümrah
ağaçlarıyla, yukarı tasvirdeki, Sarnıç Sokak…
Örneğin; adanın kaşığa bakan sahile bir üst
paraleli üzerinde, bir ucu Kalpazan yoluna diğer ucu Aya Yani Kilisesi
önünde, tavan ve tahta aralarında
geçmişin anılarını, tasa ve sevincini taşıyan tarihi evleri ile Mehtap Sokak…
Pazar yerinden, Viyana kuşatması yetmiyormuş gibi bir de
adadaki Nemçeli rahibelerin bostanlarını kuşatıp manastırlarının altına lağım
atacakmış gibi dayanan Büyük Çam Mevkii Sokak…
Bir ucu ormana, diğer ucu Leyla’ya hasret Mecnun, bahçelerinde gümrah ağaçlarıyla, yukarı tasvirdeki, Sarnıç Sokak…
Haneme çıkan iki meyil, yukarıdaki isimsiz, alttaki
Yeni Yalı Sokağı
Adını I. Cihan harbinde esir düşen Hint asıllı Fransız
askerlerinden bir kısmının adada zorunlu, sonra da enişte muhabbeti ile gönüllü
ikamete tabi tutulduğu, yöreden alan, ada itfaiyesinin önünden, Hristos tepeye
kadar çıkan İndos Yokuşu…
ve yazabildiklerim arasında son olarak, yukarıdaki
tasvirlerde haneme çıkan iki meyil, biri isimsiz, teklifsiz, serkeş ve edepsiz,
diğeri Yeni Yalı Sokağı, düzenli, ip gibi dizilmiş, efendi ve sessiz…
budur işte Tuğrul’un vizöründen Yokuş adlı tasvirin aynama
yansımış hali…
----------------------------------
27 Temmuz 2012,
Burgazada
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder